İnsanoğlu, Dünya ve Doğa için bir virüs. Doğanın tüm kaynaklarını acımasızca yok ediyor. Bir virüs ele geçirdiği hücreyi yok ettikten sonra bir sonraki hücreye geçiyor ve onu yok ediyor. En son ulaşabildiği hücreye kadar sürekli çoğalıyor ve tüketiyor. Aynı insanoğlu gibi, biz insanlarda sürekli bir bölgeyi yok ediyoruz. Sonra yeni bölgelere taşınıyoruz ve o bölgeleri de yok ediyoruz. Bu bölgelere şehir ismini veriyoruz. O bölgedeki ağaçları ve doğal yabani hayatı yok ediyoruz ve üstlerine binalar dikiyoruz. Acımasızca Dünyayı yok ediyoruz.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF), Londra Zooloji Derneği (Zoological Society of London) ve Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) işbirliği ile hazırladığı raporda, 1970-2010 yılları arasında 10.000 omurgalı türün nüfuslarını, doğadaki yenilenebilir kaynakların kapasitesini ve insanlığın bu kaynaklara yönelik bitmeyen arzuyla saldırmasını inceledi. Bazılarınız bu yazıyı okuduğunda çok üzülecek. Çünkü sonuç gerçekten çok üzücü. 20014 yılı WWF Yaşayan Gezegen Raporuna göre dünyadaki biyolojik çeşitlilik 40 yılda %52 oranında azaldı. Sadece 40 yılda Dünya genelindeki canlılığı yüzde 50 oranında katlettik ve katletmeye devam ediyoruz.
Dünya’ya taşıyabileceğinden daha fazla yük oluyoruz. Doğayı korumak bir yana, doğaya yönelik taleplerimiz de artıyor. WWF International Genel Müdürü Marco Lambertini, “Ormanları çok daha hızlı yok ediyoruz, balıkları üreyebileceklerinden daha fazla avlıyoruz, okyanusların başa çıkabileceğinden çok daha fazla karbon salıyoruz,” diyor.
Rapora göre 1970 yılından itibareni balık, kuş, memeli, amfibi ve sürüngenlerin sayısında %52 azalma oldu. Tatlısu türlerinin nüfusu ise %76 oranında azaldı. Bu kaybın en büyük kısmı yağmur ormanlarında yaşandı. Bugün 20.000 hayvan türünün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Yaban hayatı nüfusunun azalmasının en büyük nedeniyse doğal yaşam alanlarının kaybolması ve aşırı avlanma. Özellikle balıkçılık sektörü denizlerdeki canlılığı yok ediyor. Deniz dibini tarayarak avlanan Trol gemileri balık neslini yok ettiği gibi balıkların yuvalarını da yıkıyor.
Doğadan aldıklarımız, doğanın kendini yenileme hızından %50 daha fazla. WWF raporuna göre “mevcut yaşam tarzımız ve tüketim alışkanlıklarımıza göre 1,5 gezegene ihtiyaç duyuyoruz.”
Dünyaya En Çok Zarar Veren Ülkeler
Kişi başına en çok zarar bırakan 10 ülke şöyle:
1– Kuveyt
2– Katar
3– Birleşik Arap Emirlikleri
4– Danimarka
5– Belçika
6– Trinidad ve Tobago
7– Singapur
8– ABD
9– Bahreyn
10– İsveç
İnsanoğlu kendi sonunu da hazırlıyor.
Yukarıda da örnek verdiğimiz gibi virüsler, bir hücreye yerleşiyor ve onu tüketince bir başka hücreye geçiyor. Geçecek başka hücre kalmadığında en son olarak kendisi de yok oluyor. İnsanoğlu da şuan virüsler gibi aynı yolu izliyor.
VİRÜSLER GİBİ TÜKETİYOR VE ÇOĞALIYORUZ
Önümüzdeki yıllarda kendi varlığımızı dünyaya yük olmadan sürdürmenin yollarını ararken iki büyük zorlukla daha mücadele etmemiz gerekecek: İklim değişikliği ve nüfus artışı. Küresel ısınma ve yol açtığı iklim değişikliğinin başta tahmin ettiğimizden çok daha ciddi sonuçları olabilir. IPCC’nin (Intergovernmental Panel on Climate Change) 2014 yılı raporuna göre okyanus asitlenmesi, kuraklaşan alanlar, bitki örtüsü değişiklikleri gibi unsurların biyolojik çeşitliliğe görmezden gelinemeyecek etkileri olacak. Ayrıca dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyar, 2100 yılında da 11 milyar olmasının beklendiğini de göz önünde bulundurarak planlara dahil ekmek gerekiyor.
Dünyayı ve Doğal Hayatı Kurtarmak İçin Çok mu Geç
Yaban hayatın yüzde 50′ sini kaybettik ama en azından geri kalan %50’yi kurtarmak için çok geç değil ve kötü gidişi durdurmak mümkün. Bunu gerçekten isteyenler zaten bir süredir önemli başarılara imza atıyor. Bhutan, ülkedeki ormanları çok disiplinli bir şekilde koruyor, Nepal kaplanlarının sayısını artırıyor, fillerin kaçak avlanması sorunuyla artık hükümet düzeyinde mücadele ediliyor. Ayrıca okyanuslarda devasa koruma alanları oluşturuluyor.
İnsanlık olarak var olmaya devam etmek istiyorsak, doğayla uyum içinde yaşamaktan başka çaremizin kalmayacağı günler yaklaşıyor. Bunu ne kadar erken kabullenirsek hem insanlık, hem de doğa için o kadar iyi olacaktır.
ÇOK ÖNEMLİ BİZLER DÜNYA İÇİN NELER YAPABİLİRİZ
Öncelikle israfı mutlaka önlemeliyiz. Örneğin yiyebileceğiniz kadar yiyecek alın. Çöpe attığınız her yiyecek atığı aslında bir canlının hayatının sonu bunu unutmayın. Doğa için birşeyler yapın. Örneğin ağaç dikin, örneğin gereksiz yere elektrik tüketmeyin, Doğa ve çevre ekiplerine üye olun. Kimyasal temizlik ürünleri ve deodarantlar kullanmayın. En önemlisi dünyanın bu durumunu herkes ile paylaşın. Bu yazıyı facebook gibi sosyal ağlarda arkadaşlarınızla paylaşın. Dünyanın dengesine zarar vermeden neler yapabiliriz bunu araştırın. Eğer bunları yapmazsak üzerinde yaşabileceğimiz canlı bir gezegen olmayacak ve bizlerde yok olup gideceğiz.