Soğan; kükürt,sülfür,potasyum,prebiyotik lif, B ve C vitamini açısından zengin bir besindir Bunun dışında faydalı demir ve tiamin gibi diğer besin kaynaklarını da içermektedir. Soğanda çeşitli amino asitlerde bulunur. Soğan, antimikrobiyal maddeler (Lösin, izolösin, valin, arjinin, glutamik asit) yönünden zengindir.
Bizi ağlatan madde soğandaki sülfürdür. ‘Prensco’ diye bilinen sülfür; soğanda propenilsülfirik asit olarak bulunur. LF-sentez enzimi ile propanethial s-oksit gazına dönüşür. Bu gaz ağlama faktörü olarak etki yapar. Bu gaz kararsızdır ve su ile reaksiyona girerek sülfirik asit meydana gelir. Bu durum gözlerde gerçekleştiğinde, gözler büyük miktarda su üreterek asidi nötr hale getirir ve böylece gözler yaşarır.
Sarımsak: İçeriğinde 33 çeşit kükürt bileşiği, 17 çeşit aminoasit , Germanyum,Selenyum,Tellurium ,Çinko, A, B1 ve C vitaminleri bulunmaktadır. Kendisi küçük ama içeriği çok büyüktür. Adeta bir sağlık deposudur. Sarımsakta da çeşitli amino asitlerde bulunur. Soğandaki antimikrobiyal maddeler(Lösin, izolösin, valin, arjinin, glutamik asit) sarımsakta da bol miktarda bulunur. Sarımsak içindeki ”Allisin /Aliyi-sulfit” den kaynaklanan özgün ve ağır bir kokuya sahiptir.
Soğan ve Sarımsağın birçok faydası vardır. Bunlardan bir tanesi de antimikrobiyal özellikleri ile sindirim sisteminde probiyotiklerle birlikte çeşitli operasyonlarda görev almasıdır. Probiyotiklerin hem beslenmesine hem daha güçlü olmalarına destek sağlarlar. Patojenlerin yaşamasını engelleyecek asit dengesini oluşturmada etkindirler .
Mikropların yaşamasına izin vermeyecek olan pH düşürücü etkileri stratejik bir etkidir.Bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına yaptıkları olumlu etkileri ile sürekli yemeklerde tüketilmelidir. Kokuları itibariyle soğandan ve sarımsaktan kaçmak ve bunlardan mahrum kalmak sizi dirençsiz bırakacaktır.