Kovid-19’a karşı aşı çalışması yürüten Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, 1961 yılında Kırklareli Babaeski’de dünyaya gelmiştir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Annesi Trabzonlu, babası ise Buhara ve Kırım’dır. Eğitim ve öğretimde her zaman yeniliklere açık olan Ercüment Ovalı hayatı boyunca okuyarak kendini adeta Tıp’a adamıştır. Tıp eğitimine Hacettepe Üniveristesi Tıp fakültesinde başladı. Daha sonra 1985 yılında 19 Mayıs Üniversitesi İç hastalıkları ihtisasını ve yine aynı üniversitede 1991’de Hematoloji üst ihtisasını tamamladı. Öğretim üyeliği hayatına 1992 Karadeniz Teknik Üniversitesi iç hastalıklarında başlayan sayın Ovalı, 1994’de Doçent 1999 da Profesör olmuştur.
KTÜ’de Hematoloji bilim dalında öğretim üyeliği görevini yaparken 1 Aralık 2010’dan sonra Acıbadem Labcell hücre laboratuvarı ve Kordon kanı bankası Mesul Müdürü olmuştur. Ve aynı hastanede Hematoloji Uzmanı olarak görev yapmaktadır.
370 den fazla bilimsel makalele yayınına sahiptir. Türkiye’de henüz kök hücrenin ne olduğu yeni yeni bilinirken Prof. Ovalı Kongre için gittiği ABD’de çok ünlü bir hematolog olan bir kadın bilim insanıyla tanışmıştır. Orada bir takım çalışmalar yaparak 2009 yılında Türkiye’de GMP ruhsatını alarak, ilk kök hücre işlem laboratuvarını açmıştır.
Prof. Dr. Ercüment Ovalı buluşları ile dünyaya adını duyurmayı başarmıştır. Ve şuanda Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Corona virüsün salgın olarak seyretmeye başladığı günden beri canını hiçe sayarak 28 kişilik kahraman ekibiyle Sağlık Bakanlığı onayıyla klinik çalışmalara başlayarak Corona Virüsüne karşı tedavi üretmeye çalışmaktadır. Ekip, 31 Mart tarihi itibariyle klinik çalışmalar için 45 günlük karantinaya girerek, Covid19 virüsünden 10 milyar PFU (plak formasyon ünitesi) üretmeye başlamışlardır.
Ercüment Ovalı’nın Ödülleri
2017 yılında Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Bilim Kurulu üyeliğine seçildi.
2017 yılında Prof. Ercüment Ovalı, “Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” ile, dünyanın prestijli tıp ödüllerinden, ABD Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin ‘En İyi Deneysel Araştırma’ ödülüne layık görüldü.