K vitamini 1930’larda Danimarkalı biyokimyager Henrik Dam tarafından bulundu. Aynı dönemde Amerikalı araştırmacı Edward Doisy de, K vitaminini bir besin olarak niteledi. Dam ve Doisy fizyoloji ve tıp alanında, “pıhtılaştırıcı besin” keşifleri ile 1943’te Nobel ödülü kazandılar. Sonrasında 1997 yılında yapılan araştırmalarda K vitaminin pıhtılaştırma dışında, iki önemli fizyolojik görevi daha olduğu tespit edildi. Bu çok önemli bir görevdi. K vitaminin bu önemli görevi ise, kalsiyumu kemiklere yönlendirmek ve damarlardan arıtmak. K2 vitamini eksikliği gerçekte çok yaygın bir sorundur. Osteoporozun, damar tıkanıklığının, kanserin ve diğer ciddi sağlık sorunlarının bazıları K vitamininin eksikliğiyle ilgilidir.
K Vitaminleri Nelerdir
”K ” ismi koagulasyon ‘dan gelmektedir. Temel yapısı ”metil ” ve ” naftakinon ” maddeleridir. ”Fitil ” maddesi eklendiğinde K 1 ”Difarnesil ” maddesi eklendiğinde ise K 2 vitamini oluşur. ”Menadion” ile ” konakion ” maddeleri bileşimi ile sentetik olarak üretilen ise K 3 tür.
-K1 Vitamini: K 1 vitaminin özellikle kemik sağlığı ile ilgili olarak çok olumlu yararları bulunmaktadır. K 1 vitamini çok koyu yeşil sebzelerde bol miktarda bulunur. Kalsiyumun yıkım etkisine karşı kemikleri korur, kalsiyum birikmesi kalp ve damarlarda sertleşmeye yol açar. K vitamini bunu engelleyecek olan Matrix-Glaportein üretir. Bu protein kalsiyum kristallerinin oluşumunu engeller. K vitamini beyin ve sinir sağlığı içinde çok gereklidir. K vitamini miyelin kılıf oluşumunda kritik bir görev üstlenir.
K1 Vitamini Kaynakları Olan Doğal Gıdalar
Karaciğer, fermente süt ürünleri, tereyağ, marul, lahana, maydanoz, ıspanak, pazı, yeşil fasulye, kuşkonmaz, kereviz, salatalık, pırasa, karnıbahardır.
-K2 Vitamini: Bu vitamini yiyeceklerden hazır olarak alamazsınız. Bu vitamin için probiyotik bakterilere ihtiyacınız vardır. K 2 vitamini depolanmaz. Bu yüzden K2 vitaminin vücutta yeterli üretilmesi çok önemlidir. Vücut için çok iyi önemli bir vitamin olan K2 vitamini, beyin kadar büyük öneme sahip kalın bağırsağın girişindeki ,özellikle apandist önündeki probiyotik bakteriler tarafından üretilir. Buradaki faydalı bakteriler orada bulunan besinleri sentez eder ve sonuç olarak K2 vitamini üretir. Probiyotik bakteriler sürekli K 2 vitamini üretmezler. Vücutta bir kanama olduğu zaman kanamanın durdurulması için koagulasyon’ a ihtiyaç duyulur. Bu kanın pıhtılaşması, kanamanın durdurulması ve yaranın onarılması hayati düzeyde önemlidir. Kanama sinyalini alan probiyotikler ; o anda hemen besinleri sentezleyerek K 2 vitaminini üretip kanamanın olduğu yere gönderirler ve kanama durur.
-K3 Vitamini: Dışarıdan sentetik olarak alınan vitamindir. K vitamininin doğal formlarında fazlalık oluşmaz.
Yiyeceklerle alınan K 1 vitamini ile ,bağırsaklarda üretilen K 2 vitamini fazlalıkları kolayca dışarı atılır. Ancak K 3 , MENODİON denilen sentetik bileşik toksik formlara dönüşebilmektedir. Bu yüzden dışarıdan ilaç şeklide sentetik olarak alınan K3 vitaminin kullanımına dikkat edilmelidir. K Vitamininin eksikliği kadar fazlalığı da çok zararlıdır. Bu nedenle kesinlikle doktor kontrolünde alınması gereken bu destek gelişigüzel alınması son derece sakıncalıdır.
K vitamini fazlalığı şu sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir.
1– Aşırı pıhtılaşma ile damar tıkanıklıkları yaşanır.
2– Karaciğer fonksiyonları bozulabilir.
3– Kandaki alyuvarlar parçalanabilir.
4– Kızarma ,terleme ve göğüste sıkışma yaşanabilmektedir.
5– Yeni doğan bebeklerde sarılık yapabilir.