İstanbul’da tarih boyunca çok büyük deprem felaketleri yaşanmıştır. Bunlardan en büyük olanı ise küçük kıyamet olarak da bilinen 1509 İstanbul depremidir. Bu konuyla ilgili bilgiye 1509 İstanbul depremi linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İstanbul’da 1522, 1554, 1556, 1557, 1563, 1625 yıllarında meydana gelen depremlerde de ciddi hasarlar ve orta düzeyde can kayıpları yaşanmış; evler, camiler ve saraylar bundan nasibini almıştır.
İstanbul’da 28 Haziran 1648’de güneşin batmasından sonra meydana gelen tahripkâr depremde, Ayasofya da dahil olmak üzere camiler, su isâle hatları ve evler ciddi zarar gördü; denizde oluşan dalgalanmalar sonucunda gemi ve kayıklar çarpıştı. Yine 1659, 1689, 1690, 1712 yıllarında da şiddetli denebilecek depremler yaşandı ve şehrin surları, sarayları ve binalarında çeşitli hasarlar ve can kayıpları meydana geldi.
İzmit-İstanbul Depremi (1719): 24 Mayıs 1719’da meydana gelen ve artçı sarsıntıları bir ay kadar devam eden bu depremin merkez üssü İzmit olduğundan en büyük hasarı buraya ve çevresine vermişti. İzmit, Karamürsel, Sapanca, Düzce ve Yalova gibi yerleşimlerde büyük yıkım meydana gelmiş ve şehirler harabeye dönmüştü. Nitekim, tahminen 6 bin civarında olan toplam can kaybının 4 bini sadece İzmit’te meydana gelmişti. Bununla birlikte deprem, İstanbul’a da çok ciddi zarar vermiş; şehir surlarının önemli bir kısmının yıkılmasına; Topkapı Sarayı’nda Yalıköşkü civarındaki bazı kayıkhaneler; cami ve evlerin de geniş çaplı hasar görmesine sebep olmuştu. Bu arada, Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan, Beyazıt ve Fatih Camileri’nin kubbeleri çökmüştü.
İstanbul Depremi (1727): 1727 yılının Ekim ve Aralık aylarında olmak üzere meydana gelen iki ayrı depremde Sultanahmet’teki İbrahim Paşa Sarayı da ağır hasar görmüş; Beyoğlu’ndaki Santa Maria Kilisesi de yıkılmıştı.
Edirne (Trakya) Depremi (1752): 30 Temmuz 1752’de meydana gelen bu depremin merkez üssü Trakya idi. Depremin en şiddetli şoku akşam saatlerinde (20.00) hissedildi. Birçok yapının yerle bir olduğu ve yaklaşık 100 kişinin de hayatını kaybettiği Edirne, tahribatı en fazla yaşayan şehirdi. Bununla birlikte depremin etkisi İstanbul’da da hissedilmişti. Deprem ve çıkan yangınla birlikte şehirde çok sayıda bina, ev ve dükkan yıkılıp yanmıştı.
İzmit-İstanbul Depremi (1754): 1719’da yaşanan sarsıntı gibi, 3 Eylül 1754’te meydana gelen depremin de merkez üssü İzmit olmuştur. Gece saatlerinde (21.00) meydana geldi. On dakikalık süre içerisinde birkaç sarsıntı yaşandı. Artçı sarsıntılar ise, 1755 Şubatı’na kadar sürdü. Bunlardan 16 Eylül’de meydana gelen artçı deprem, Boğaziçi sularında yüksek dalgalar (tsunami) oluşturdu. İlk deprem o kadar şiddetli ve korkutucu olmuştu ki, bir kısım halkla birlikte padişah ve divan üyeleri de İstanbul’u terk etmişti. Şehirde ahşap yapılar ayakta kalırken, taş binaların önemli bir kısmı ise yerle bir oldu. Tahribat, en fazla önemli bir kısmı yıkıldığı Edirnekapı-Yedikule arasındaki surlarda görüldü. Galata Kulesi çatlamış, yanındaki hapishane yerle bir oldu. Topkapı Sarayı’nın bazı kısımları ciddi hasar gördü. artçı sarsıntıların da etkisiyle yeniçeri kışlalarının önemli bir kısmı yıkılmıştı. Büyük hasar gören Ayasofya’nın içindeki sıra sütunları destekleyen ana kolonlardan birkaçı devrildi. Depremde, Küçük Ayasofya Camii harabeye döndüğü gibi, daha önceki depremlerde de ciddi hasarlar gören Fatih ve Beyazıt Camileri’nin ise kubbelerinde çatlaklar oluştu. Vezir Hanı, Kara Han ve Şekerci Hanı gibi mekanlar da yıkılmış ve can kaybına sahne olmuştu. Toplamda ise, 800 civarında bir can kaybı olmuş; ancak artçı sarsıntılarla birlikte bu sayı daha da artmıştır. Depremin yaralarını sarmak üzere, yaklaşık 30 bin kişilik bir işçi ordusuyla birlikte tamir çalışmalarına başlandı. Bu çerçevede, surların ve Topkapı Sarayı’nın tamiri hızla tamamlandı.
1766 yılında kurban bayramının ikinci gününde, 2.büyük İstanbul depremi olan Marmara (İstanbul) Depremi (1766) yaşandı. Bu konuyla ilgili bilgiye Marmara (İstanbul) Depremi (1766) linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bu büyük depremden sonra Osmanlı başkentinde sırasıyla 1767, 1768, 1769, 1771, 1790, 1802, 1804, 1837, 1841 (şiddetli) ve 1855 yıllarında da orta şiddette depremler meydana gelmiş ve küçük hasarlar ve can kayıpları vuku bulmuştu. Diğer yandan, 1789’da tahta geçen III. Selim, Payitahtta fazla yüksek bina yapılmamasını emretmişti.
İstanbul (Marmara) Depremi (1894): Bu konuyla ilgili bilgiye İstanbul (Marmara) Depremi (1894) linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
17 Ağustos 1999 Marmara Gölcük Depremi: Bu konuyla ilgili bilgiye 17 Ağustos 1999 Marmara Gölcük Depremi linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.