Tekirdağ, Türkiye’nin en büyük illerinden birisidir. 2014 yılı itibariyle nüfusu 906.735 kişiye ulaşmıştır. Marmara bölgesinin Trakya tarafında bulunur. Doğusunda İstanbul,batısında Edirne, güneyinde Marmara bölgesi ve Çanakkale, kuzeyinde ise Kırklareli ve Karadeniz ile çevrilidir. Tarihi abideleriyle, dinsel yapıları, müzeleri, diğer yanda doğanın en güzel renklerinin bir arada bulabileceğiniz ormanları ve mesire yerleriyle ülkemizin benzersiz şehirlerinden birisi olmuştur. Roma İmparatorluğu’ndan Osmanlı’ya pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarih boyunca hep büyük ilgi görmüştür.
Anadolu, yakın doğu ve Avrupa arasındaki göç, istila, ticaret, kültür, alışveriş gibi her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleşmesi, günümüzde olduğu gibi geçmişte de Tekirdağ’ın en önemli özelliği olmuştur. Yörede Eski Taş Devrinin üst tabakalarına ait yerleşmelere, Saray ilçesindeki Güneş Kaya ve Güngörmez vadilerinde bulunan mağaralarda rastlanmıştır. Tekirdağ ve çevresinde çok sayıda tarihi yapı bugün halen tüm görkemleriyle zamana direnmektedir. Bunun yanında yöre, benzersiz doğal güzellikleriyle de her yıl çok sayıda ziyaretçinin ilgisini çekmektedir.
Perinthos Antik Kenti: M.Ö 6. yüzyılda Samos Adası’ndan gelen topluluklar tarafından kurulmuştur. I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı statüsündedir. Antik yazarlardan Diodoros M.Ö 4. yüzyıl ortalarında II. Philip’in Perinthos’u kuşatmasını anlatırken akropolis eteklerindeki evlerin uzaktan bakıldığında bir tiyatronun oturma sıralarında oturan insanlar gibi göründüğünü yazmaktadır. Perinthos’un antik devirden günümüze en iyi durumumda koruna gelmiş anıtı olan surlar; akropolis ve aşağı şehir surları olmak üzere şehri kuzeyden ve batıdan kuşatmaktadır. Özellikle akropolün kuzeybatı köşesindeki surlar kısmen 6-7 metre yüksekliğe kadar korunmuşlardır. Buna karşın Ereğli’nin bugün Kalekapı adı verilen semtindeki kuzey aşağı şehir surları inşaat faaliyeti nedeniyle tamamen tahrip olmuşlardır. Yarımadanın kuzeyinde limana bakan kesimdeki deniz surları da kısmen 5 metre yüksekliğe kadar korunmuşlardır.
Çorlu Kalesi: 6.yüzyıldan kaldığı tahmin edilen yapı, günümüze sadece bazı kalıntılarıyla gelebilmiştir. Çorlu Kalesi, Bizans döneminde yapılmıştır. Kalenin doğusu ve batısı dere yataklarıyla çevrelenmiştir. Sur duvarlarının yuvarlak kulelerle desteklendiği görülen Çorlu Kalesi, kesme taş temeller üzerine kurulmuştur.
İlköğretmen Atatürk Anıtı: Türkiye Cumhuriyeti’nin 50. Kuruluş Yıldönümü’nü kutlama etkinlikleri çerçevesinde, 26 Ekim 1973 tarihinde yaptırılmıştır. Atatürk’ün, harf devrimini Tekirdağ’a taşımasını sembolize eden heykel, mermer kaide üzerine oturtulmuş, aşağıdan yukarıya doğru daralan mermer bir plaka fonu üzerine şekillendirilmiştir.
Abide-i Hürriyet Anıtı: Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde koruma altına alınan anıt, zamanın Vilayet Yazı İşleri Müdürü Niyazi Tayip Bey tarafından, şehrin düşman işgalinden kurtuluşu ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e minnettarlığını belirtmek mamacıyla Hükümet Konağı’nın önündeki havuzun başına diktirilmişti. Üçgen alınlıklı olan anıtın her iki tarafında korinth başlıklı birer sütun bulunmaktadır.
Şehitler Abidesi : Muratlı Caddesi üzerinde bulunan Şehitler Abidesi, Tekirdağ’ın fethi sırasında şehit düşenlerin hatırasına 1949 yılında yaptırılmıştır. Abideye uzun bir merdivenle çıkılmaktadır. Merdivenlerin tam ortasına taşlarla Türk bayrağı yapılmıştır. Bayrağın olduğu yerin tam önünde ise bir yazıt vardır. Her yıl yüzlerce turist burayı ziyaret etmektedir.
Hora Feneri: Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine 20 km uzaklıkta bulunan fener, Hoşköy’ün hemen girişindedir.1861 yılında Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Fener’in tüm bağlantıları vida ile birleştirilmiş ve yapımında da kaynak kullanılmamıştır. Yerden yüksekliği 20-25m civarındadır. Bu görkemli tarihi yapıların yanında yörenin doğal güzellikleri de göz alıcıdır. Tekirdağ- İstanbul- karayolu üzerinde olan Atatürk Orman günübirlik dinlenme tesislerinden birisidir. İl merkezine uzaklığı yaklaşık 7 km’ dir. Orman ve çevresi yemyeşil doğasıyla oksijen kaynağıdır. İlde gerçekleştirilen dağ ve doğa yürüyüşü turlarından biri kuzeyde Ergene Vadisi boyunca, diğeri ise İncecik, Karaçalı, Tatarlı, Beyoğlu, Sağlamtaş, Çınarlıdere güzergahında yapılmaktadır.
Rakoczi Müzesi: Barbaros Caddesi üzerinde eski bir Türk evi olan bina 1676-1735 yılları arasında yaşayıp, son yıllarını Tekirdağ’da geçiren Erdal Prensi ve Macar Halk Kurtuluş Kahramanı II. Ferenc Rakoczi’nin anısına Macar Hükümeti’nce müze olarak düzenlenmiştir. Müze 25 Eylül 1982 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Namık Kemal Evi: Vatan şairimiz Namık Kemal’in 1840 yılında Tekirdağ’da doğduğu evin yakın çevresinde eski Tekirdağ evleri örnek alınarak, Namık Kemal ‘in hatırasına Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından 1993 yılında yaptırılmıştır ve 1994 yılında hizmete girmiştir. Namık Kemal Evi; Tekirdağ mutfağı, başodası ve yatak odasını tanıtan etnografik eşya ile süslenmiştir.
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi: 1927 yılında Mimar Kazım Tahsin tarafından yapılmıştır. 1976 yılına kadar Vali Konağı olarak kullanılmıştır. Müze binası, kagir zemin üzerine iki katlıdır. Binanın kuzeyinde ulunan girişi mavi beyaz İznik çinileri ile kaplıdır. Girişin üzerinde kagir iki konsolun taşıdığı balkon yer almaktadır. Balkonun korkuluğu daire ve yıldız motifleriyle süslüdür. Binanın çatısı kırma olup kiremitle kaplıdır. Giriş kapısının üstünde kitabesi mevcuttur.