Bebekler doğduğunda 100 milyar sinir hücresine sahiptirler. Bu bir yetişkinin asla sahip olamayacağı bir sayıdır. Doğumdan sonraki ilk sekiz ay boyunca nöronlar arasındaki bağ oluşumu şaşırtıcı derecede hızlıdır. 8. ayın sonunda yaklaşık 1 katrilyon sinaps oluşmuştur. 3 yaşında olan bir bebek sinir hücresi(nöron) başına 15.000 sinapsise sahiptir. Bu sayı kendi türünden bir yetişkinin sahip olduğu sinapsis sayısının yaklaşık 3 katına eşittir. Bu sinapsların miktarı günlük yaşamdaki ihtiyaçlara ve uyaranlara bağlı olarak zamanla kaybolur. 10 yaşına geldiğimizde sinaps sayısı erişkinlerdeki seviyesine 500 trilyon seviyesine iner.
Süper yeteneklerle doğan bebeklerin özel güçleri bilimsel olarak kanıtlandı. Bu süper özelliklerden biraz bahsedelim.
Bebeklerin Sahip Olduğu Özel Güçler
1- İleri Düzeyde İşitme Yeteneği: Anne karnındaki bir bebeğin dışarıyla olan en büyük bağlantısı dış seslerdir. Anne karnında dışarıdaki sesleri dinleyen bebekler, doğduklarında müthiş bir duyma gücüne sahiptirler. Bebeklerin gelişmiş duyma gücüne sahip olmalarının bir sebebi de ilk çağlarda yaşayan atalarımızın gelişmiş duyma gücüdür. İlk insanlar için ses çok önemli bir uyarandı. Bir kayanın arkasında saklanan vahşi bir hayvanın en küçük seslerini bile duyarlardı. Bu işitme gücü, onların hayatta kalması açısından büyük önem taşırdı. Zamanla gelişen teknoloji sebebiyle hassas duyu gücümüze ihtiyaç duymadığımız için azaldı. Bebekler doğduğunda hassas duyu yetenekleriyle doğarlar ama zamanla bu güç çok kullanılmadığı için azalır.
2- Süper Zihin Gücü: Bebeklerin öğrenme konusunda şaşırtıcı bir zekaya sahip olduğunu hepimiz biliriz. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, bebekler bir insanın sahip olabileceği en çok nöron sayısına sahip. Bebekler yaklaşık olarak 100 milyar nöron ile doğar. Yine de büyük bir sayıda sinapsise sahip olmadan bir sürü nörona sahip olmak çok anlamlı değildir. 3 yaşında bebekler nöron başına 15.000 sinapsise sahiptir. Bu sayı kendi türünden bir yetişkinin sahip olduğu sinapsis sayısının yaklaşık 3 katına eşit. Özetle söylemek gerekirse 3 yaşındaki bir çocuk bizden en az 3 kat daha fazla gelişmiş bir beyin güçüne sahiptir. Çocukların sürekli bıkmadan yaşadığı dünyayı anlamaya çalışması, çevreden bilgi alması, bu bilgileri öğrenmesi, öğrendiklerini analiz etmesi bu süper beyin gücü sayesindedir. Bir bebeğin bilgiyi edinme ve işleme kapasitesi, bir yetişkinin bilgiyi edinme ve işleme kapasitesini kolaylıkla geçer ve bu da bebekleri doğuştan birer üstün zeka yapar.
3- Hassas Refleks Güçleri: Bebekleri iyi bir yüzücü yapan bir takım özel refleksleri vardır. Bunlar: dalma ve yüzme refleksleridir. Bu özel refleksler bebeklerin nefeslerini tutabilmelerini ve su altındayken gözlerini açabilmelerini sağlar. Anne ve babalar, buna benzer bir tepkiyi bebeklerinin yüzlerine üfleyerek de test edebilirler. Bu tepki, bebeğin yaşı ilerledikçe zayıflar. Bu süper güçler her zaman işe yaramayabilir. Bu yüzden anne babaların bebekleri suda oynarken dikkatli olmaları gerekir. Sürekli gözetim altında tutmak gerekir.
4- İleri Derecede Görüş Gücü: Sheffield Üniversitesi ve Londra Üniversitesi’nde yapılan bazı deneylerde ilginç sonuçlara ulaşıldı. Deneyde bir grup 6 aylık ve 9 aylık bebeğe, birer adet maymun ve insan resmi gösterildi. Sonra bu gösterilen resimler daha önce gösterilmeyen maymun ve insan resimlerinin içinde karışık olarak gösterildi. Sonuç çok şaşırtıcıydı. İki grup da kolay bir şekilde aşina oldukları insan suratını fotoğraflar arasından tanıdı ama maymunlara gelince sadece 6 aylık bebekler birbirinden ayırt edebilmişti. Deney biraz daha zorlaştırıldı ve resimler tepe taklak gösterildi. Sonuç yine başarılıydı. Bebekler hiç tereddüt etmeden daha önce gördükleri resimleri hemen tanıdı. Bu deney, 6 aylık bebeklerin dünyada gezen ve her detayı kayıt eden bir zeki yetişkinin bile ötesinde bir çeşit süper görüş gücü olduğunu gösterdi.
5- Telepati gücü: Canlılar bir duyularından mahrum kaldığında, insan genellikle o duyuyu geri kalan duyularıyla telafi eder. Örnek vermek gerekirse, görme engelli insanlar şaşırtıcı bir duyma yeteneğine sahiptirler. Aynı şekilde bir dili tam olarak konuşamayan bebekler oldukça hızlı bir şekilde çevrelerindeki insanların fiili olmayan duygusal durumlarını çok hızlı bir şekilde okumayı öğrenirler. Bebekler, vücut ve yüz dilini okumada oldukça yeteneklidir.
2007 yılında Washington Üniversitesi’nde önemli bir araştırma yapıldı. Washington Üniversitesi Beyin Bilim Enstitüsünde 18 aylık bebeklerle özel deneyler yapıldı. Bebeklerin yakınına geldiğimizde neden genellikle ağladıklarına dair bir açıklama getirdiler.Birçok insanla yüzleştirilen bebekler, karşılaştıkları kişilere ayrı ayrı tepkiler verdiler. Bilim adamlarına göre bebekler, insan ifadelerindeki en ufak bir psikolojik değişime aşırı hassaslar. Bebekler, sahte gülüşünüzün altındaki en ufak nefreti bile çok hızlı bir şekilde anlayabilirler. Diğer bir bilimsel araştırmada ise, bütün hayatları boyunca bir köpekle yüzleşmeyen ve 6 aylık bile olmayan bebeklerin kolayca köpeklerin havlamalarını uyumlu resimlerle eşleştirebildiğini gösterdi. İşin ilginç kısmı ise bebeklerin, hayvanları anlayabiliyor olmasıydı.
Tüm bu özel yetenekler bebeklerin konuşmayı öğrenmesiyle son bulmaya başlıyor. Televizyondaki çizgi filmlere dalıp giden bebekler zamanla yeteneklerini kaybediyor.